Okan GÜRBÜZ
Forte Kültür Sanat Akademi Kurucusu
Ben kültür sanat alanındaki faaliyetlerine lise yıllarında başlamış, üniversitede konservatuvar bölümü okumanın hayalini kurmuş bir bilgisayar mühendisiyim. Mühendislik mesleğini seçmemdeki iki temel sebep; mesleki gelecek kaygısı ve sanat alanında yeteneğimin çok geç dönemlerde keşfedilmiş olmasıydı. Elbette okullarımızın eğitim sistemi içerisindeki sosyal ve kültürel becerilerin kısıtlı oluşu da kariyer planlamamı yaparken daha garanti sayılacak meslek gruplarına yönelmem için önemli bir etken oldu.
Lisans ve yüksek lisans eğitimlerim sırasında başlayan profesyonel iş hayatımın yanı sıra 20 yılı aşkın süredir ülkemizde ve 30’dan fazla ülkede kültürel sanatsal faaliyetlerde bulundum. Profesyonel olarak mesleğim icra ederken aklımdaki en temel konular; ülkemin milli değerlerini evrensel kültür sanat akımları ile harmanlayabilmek, bu topraklardaki yetenekli gençlerimizi keşfederek kariyer planlamalarında sanat alanında yön çizebilmek ve örnek sanat projeleri ortaya koyabilmekti.
Bu hayal içerisinde 2015 yılında sektör tecrübemi arkama alarak Türkiye’de olmayan bir modeli hayata geçirdik ve Forte Kültür Sanat Akademiyi kurduk. Akademimiz ile dershanelerin özel okullaşma sürecindeki temel sorunlardan birisi olarak gördüğümüz dönüşüm okullarının sosyal yaşam ve beceri eğitimlerini, yerinde ve kişiye özel olarak kurgulamayı amaçladık.
Özel eğitim kurumlarının fiziki donanımlarını kullanarak, insan kaynaklarından muhasebeye, tanıtımdan eğitimlere, yetenek keşfinden sosyal projelere kadar kültür sanat alanındaki pek çok başlık kapsamında uçtan uca çözüm ortağı olduk. Bu çözümler ile ülkemizin her noktasında yer alan eğitim kurumlarının sosyal alandaki donanımlarını güçlendirerek öğrencilerine sistemli, güvenilir, sürdürülebilir, şeffaf ve kaliteli eğitimler sunduk.
Sadece bir keman ya da dans kursu olarak değil teknolojik altyapısı, öğrencilerin kişisel gelişim takibi, alanında uzman insan kaynakları yapılanması, inovatif ve geleneksel projeleri ile farklı disiplinleri bir araya getirdiğimiz kurumsal bir yapı kurduk.
Akademimiz bugün adeta tam kapsamlı bir “sanat fabrikası” gibi işleyerek kurumsal ve bireysel çözümlerimiz ile kalıcı sanat çözümleri üretiyoruz.
İstiyorum ki, ülkemizde artık sanat ve kültür bir ayrıcalık olarak değil, hayati bir ihtiyaç olarak görülsün. İstiyorum ki, çocuklarımız geleneksel sanatlarımızı yeniden filizlendirsin.
Sanat, pek çok insanın genel kanısının aksine yetenek isteyen değil; çok disiplinli çalışma ve uzun yıllar emek vermeyi gerektiren bir alan. Ve biliyorum ki gençlerimiz bu disiplini edinir, sanata dört elle sarılırsa, kurum ve kuruluşlarımız da gereken desteği verir ve gençlerimizin arkasında durursa ülkemizden bütün dünyanın imrenerek izleyeceği pek çok büyük sanatçı çıkacak, kültür tarihine yön veren akımlar doğacaktır.